Medeniyetimizin öyküsü daha iyi bir yaşam arayışımızı taşlar üzerine işlememizle yazıldı.
Taşı kullanarak uygarlık tarihimizin en anıtsal eserlerine hayat verdik. Kendimizi korumak için bir kaya parçasını elimize aldığımız ilk günden bugüne taş, biçim ve işlev değiştirerek hayatımızdaki yerini korudu.
Piramitlerden Ayasofya’ya, Knidos’un Afrodit heykelinden La Pieta’ya dağarcığımız geliştikçe yaratıcılığımızın ispatı olan taş eserlerimiz gelişti, ihtişamı hayret uyandırdı.
İnsanlık, öğrendikleriyle sınırlarını durmaksızın genişletti. Yeni sınırlar taşa yepyeni imkanlar, biçimler getirdi. Mitra’nın öyküsü bu gelişimle şekillendi. İsmini aydınlığı, bilgeliği, öğrenmeyi simgeleyen bir mit’den alan Mitra gelişimin sonuçlarını ezelden beri yaptığımız gibi, taşa aktarma kararlılığıyla doğan bir marka.
Mitra; ışığa yüklediğimiz kültür, bilgi, deneyim ve gelişim anlamlarını, taşın yüklendiği güzellik, sağlamlık, kalıcılık ve ihtişamla buluşturuyor.
Taşın özündeki potansiyeli teknolojiyle işlemek Mitra’nın doğasında var.